Rüyada kıvılcım görmek
Rüyada kıvılcım görmek, kötü ve çirkin söze yorumlanır. Rüyada üzerine kıvılcım sıçraması, devlet sahibi birinden fena bir söz işiteceğine tabir edilir. Fakat görülen kıvılcımlarda duman olursa, büyük bir işe tabir edilir.
Rüyada topluluğun üzerine kıvılcım düşmesi, aralarında meydana gelecek düşmanlığa, Elbiseyi yakan yahut yüze düşen kıvılcımlar birbirini takip eden şer ve şiddete tabir edilir.
Rüyada kıvılcım yakarsa, düşmanının onun hakkında onu üzecek bir söz söyleyeceğine tabir edilir.
Kıvılcım nedir: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, kıvıl, çıngı; güneş yüzeyinde görülen kesikli ışımalara verilen ad. Demir ve taş gibi maddelerin güçlü çarpışmasında sıçrayan ateş durumundaki küçük parça. Eyleme geçiren etken: hakem hatası, izleyicilerin taşkınlığına neden olan bir kıvılcım oldu.
Bu sitede yer alan tabirler, çeşitli eski kaynaklardan yararlanılarak eklenmiştir. Görmüş olduğunuz rüyayı bir bütün olarak ele alıp ona göre yorumlamanız gerekmektedir. Parça parça hatırladığınız rüyalardaki nesneleri ve eylemleri teker teker ele alıp ona göre değerlendirmeniz gerekmektedir. Bunun için sitemizdeki arama bölümünü kullanarak arama yapabilirsiniz.
Rüya tabirleri, rüya da gördüğünüz nesnelerin ve eylemlerin anlamlarının saptanmasıdır. Bu çalışma psikanalizle ve çeşitli mistik ve ezoterik ekollerle aynı anlamı taşımazlar veya aynı şekilde yapılmamaktadırlar. Birçok eski kültürde rüya görme doğaüstü bir iletişim veya ilahî bir müdahale olarak kabul edilmiş olduğundan, rüyaların içerdiklerine inanılan mesajlar birtakım yöntemler kullanılarak çözülmeye çalışılmıştır. Eski Yunanlılar inşa ettikleri Asklepion denilen tapınak veya sağlık sitelerinde rüyaların yorumlanmasını da içeren çeşitli psikolojik çalışmalarda bulunmuşlardır. Bazı kızılderili kabilelerinde olgunlaşma ayinlerinde kişi bir rehber rüya görene dek oruç tutmak ve dua etmek zorunda bırakılırdı. Günümüzde de çeşitli psikoloji ekolleri rüyaların anlamlarına ilişkin çeşitli varsayımlar ortaya atmışlardır. Rüya yorumu 19. yy.’ın sonlarından itibaren psikoanalizin bir parçası olmuştur.
